Bu dönemin ikinci yarısında Beşiktaş’ı izlemek nitekim acı verici bir hal aldı. Bu niyetimin alınan sonuçlarla direkt bir ilgisi yok. Alandaki futbolcuların umursamaz halleri, Beşiktaş formasının ve armasının tartısına yakışmayan davranışları, elhasıl çaba etmemeleri, beni derinden üzüyor.
Göztepe maçı, üçüncülük maksadı için bir çıkış noktası olabilirdi. Lakin kaybedilen iki puan, bu aslında utanç verici hale gelen maksadı daha da zora soktu. Artık Samsunspor ve Eyüpspor’un puan kaybetmelerini bekleyeceğiz; alışılmış biz kalan maçlarımızı kazanabilirsek!
Beraberliğe Yatmak Beşiktaş’a Yakışmaz
26 Şubat 2025 tarihinde oynanan Antalyaspor maçının akabinde teknik yöneticimiz Solskjaer hakkında şunları yazmıştım:
“Solskjaer, Beşiktaş’ın temel unsurlarını ve ideolojisini özümsemiş; ‘hakkıyla kazanmaktan, sonuna kadar savaşmaktan’ kelam ediyor. Bu çok güzel! Ancak daha da hoşu, bu unsur ve ideolojiyi oyuncuların da benimsemesi için gayret gösteriyor. Oyuncuların bu bedelleri kavraması çok kıymetli. Bu kıymetleri anlayan oyuncular, taraftarın stadyumdaki beklentilerini ve reaksiyonlarını de daha yeterli anlarlar.”
Ancak Göztepe maçının akabinde bu yazdıklarım konusunda başımda soru işaretleri oluşmaya başladı. Bana nazaran Solskjaer de şimdi Beşiktaş’ın bedellerini tam olarak anlayabilmiş değil. Beşiktaş topluluğu, Göztepe karşısında beraberliği muhafazaya yönelik oynanan futbolu asla kabul etmez.
Skor 1-1 iken Tayyip Talha oyuna girdiğinde; “herhalde 3-5-2 sistemine dönmek istiyor, orta sahayı güçlendirip atak futbolu oynatacak” diye umutlanmıştım. Fakat oyunun akışına baktığımızda bu atağın savunmayı güçlendirip skoru müdafaa gayesi taşıdığını gördük. Beşiktaş topluluğu bu cins atakları kolay kolay sindiremez!
Solskjaer ve İsmail Köybaşı Dostluğu
Genellikle Beşiktaş’tan ayrılmış ve bu topluluğa hürmet duyan futbolcular, Beşiktaş’a gol attıklarında abartılı sevinç şovlarında bulunmaz, eski gruplarına karşı saygılı davranırlar.
İsmail Köybaşı ise attığı golü çok bir sevinçle kutlamayı tercih etti. Yolu açık olsun. Demek ki Beşiktaş onun için bir mana taşımıyor. Beşiktaş’a saygısızlık eden, bizim için de sonsuza dek silinir.
Solskjaer’in maç sonunda İsmail’i tebrik etmesi, boynuna sarılıp uzun uzun sohbet etmesi ise hiç yakışmadı. Bu tutum, Beşiktaş’tan kiralık gönderilmiş bir oyuncuya gösterilse, ayakta alkışlanır, İsmail Köybaşı üzere bir futbolcuya değil. Solskjaer’in bu davranışı, şimdi Beşiktaş’ın etik pahalarını tam olarak kavrayamadığını gösteriyor.
Yine de Baht Verilmeli
Ancak bu tenkitlerim, Solskjaer’in gönderilmesini istediğim manasına gelmesin. Her koşul altında, kendi takımını kurup kendi futbol anlayışını alana yansıtabilmesi için en az bir dönem daha misyonda kalmasından yanayım. Gitmesi gerekenler, son üç yılda sekiz teknik yöneticinin ayrılmasına neden olan futbolculardır.
Eğer gelecek dönem için yepisyeni bir kadro kurulmazsa, önümüzdeki 2-3 dönemin daha heba olacağı şimdiden aşikardır. Mevcut idarenin bu dönüşümü başarabilecek güce sahip olup olmadığından emin değilim. Zira hem mevcut takımda gönderilmesi gereken 8-9 futbolcu var, hem de kiralık olarak gönderilen oyunculardan kimileri geri dönecek. Bu oyunculara mevcut fiyatları ve bonservis bedelleriyle kulüp bulmak ise epey sıkıntı.
Allah Beşiktaş’ımızın yardımcısı olsun!
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar külliyen muharrirlerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio
