Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı Merak Edilen Sorulara Cevap Verdi!

‘Bütün gruplar bir emel için ekip kuruyor. Her sene 3 büyüğün hayali gerçekleşmiyor. Şampiyon olamadığımız için üzgünüz. Kahrolduk. Kestirim olarak soruyorsan, Türk hakemlerinin önünün kapanacağını düşündü federasyonumuz. Biz de yabancı hakem istemiştik, geldiğinde de keyifli olmuştuk. Garip suçlamalar da olmuştu niçin ısrar etmiyorsunuz diye. Biz söyledik. Federasyonunun verdiği bir karar. Yapacak bir şey yok. Her şey adil olsun istedik dönem boyunca, bunu dedikçe hücuma uğradık. Tıpkı noktadayız.’

‘Futbolda yapı olduğunu düşünüyorum. Fakat yabancı hakemler geldikten sonra bu infialin azaldığını söyledim. Sıra dışı şeyler daima yaşandı. Yabancı hakem geldikten sonraki periyotta dış etkenler olduğunu düşünmüyorum. Ligin ikinci yarısında çok bariz bir fark oluştu. Yabancı VAR geldikten sonra ofsaytımsılar yok.

Sezon başından beri yabancı hakem olsa çok şey değişirdi. En başından orta hakem yabancı olsa, Fenerbahçe şampiyon olur muydu, puan puana giderdik, ondan sonra ne olurdu bilemem. 8 puanın nedeni hakem yanlışlarıydı. Bunu da ben söylemiyorum, yabancı hakem getirdik, sorduk, ‘Ben bu türlü bir şey görmedim.’ dedi. Lakin ligin son devrinde biz başarısızdık fakat puan farkı olmasa ne olurdu bilmiyorum. Birinci yarıda bir facia vardı, ikinci yarıda yabancı VAR gelmesiyle hakem yanılgıları önemli bir halde azaldı.’

‘Altını çizerek söylüyorum, 3 farklı yerde karşılık vermişim ben. Liderimiz da ayrıyeten yanıt verdi. Bir cins daha yanıt vereyim. Birebir yanıtı veriyorum. Bize gelmedi, biz reddetmedik. Bir konuşma olmadı. Bana kasımda sordular, söyledim. Ekimde sordular, söyledim. Hepsinde birebir yanıtı verdim. Niçin palavra üretiliyor anlamıyorum.’

‘İmza toplanması demokratik bir hak. Lakin bana nazaran yanlış bir yol. Sebebi de şu; %20 üzerinden imza toplanıp tekrar seçim için operasyon yapılırsa bundan sonra bir yolu açmış olmayacak mı? Biz bir yıl için seçilmedik. 3 yıl için bilerek ve adil bir formda seçilmişiz. 3 yıllık bir seçim sürecimiz var. Benim hayatım, başarısızlıkları muvaffakiyete çevirmekle geçti. Bütün hayat öyküm bu. Burada benim ve idarenin, birinci yılında, üç yıl için seçilmiş bir durumda, imza ile gitmek demokratik bir hak olsa da yarın için de tıpkı kapıyı açmıyor mu, çok yanlışsız olduğunu düşünmüyorum. Demokratik bir hak lakin yanlışsız olduğunu düşünmüyorum. Fenerbahçe’ye uygun bir durum olduğunu düşünmüyorum.’

‘Spor dünyasının içinden çıktım ve geri döndüm. Geri döndüğümde şunu gördüm, bizim muhabirlik vakitlerimizde biz cennette yaşıyormuşuz. Bu türlü bir masumiyet içinde olan bir dünyamız vardı. İş değişmiş. Şu anda işin bu tarafı, toplumsal medyada etkileşim ismine, paralı satın alınan kümelerle iş öteki bir yere geçmiş. Ben kendi vazifemi layıkıyla, namusumla yaptım. Fenerbahçe tarafında gördüğüm, her gün bir palavra, her gün bir iftira, her gün provokasyon. Ben kendimden eminim. Kendi işimi bir saniye bile eksiltmeden, bütün idareye de şahidim. Bir daima birlikte gecemizi gündüzümüze kattık ve bir şeyler yaptık. Finansal olarak bir şeyler yaptık lakin karşı taraf pislik çukuru. Bir tane bayan var, geçen önüme geldi. Benimle ilgili iftira atıyor, midem bulandı. ‘Acun, Arda’yı getirecek’ diye bir şey demiş bayan. Arda Turan’ı getirecek demiş. Bir haber almış olamaz. Maksadı provokasyon. Ne yaparız da ziyan veririz diye bir baş yapısı.’

‘Muhalefet öteki bir şey. Fenerbahçe’nin başarısızlığı üzerine yapma muhalefeti. Ali Koç, Fenerbahçe’yi maddi olarak bir enkaz olarak aldı. 600 milyon doların üzerinde borç vardı, onlar 300 diyor, haydi 300 olsun. Bunu sıfıra getirmek üzereyiz biz. Ödene ödene giden bir borç. Ekibi finansal olarak düzlüğe çıkarmış, kendi cebinden vermiş ve bunu talep etmiyor. Takım kalitesi yükselmiş, geçen sene şampiyonluk kıl hissesi kaçmış, bu sene olmamış, bu ekonomik yapıyla daha da güçlenerek gayemiz şampiyonluğu kovalamak.’

‘Fenerbahçe, Bilbao ile maç yapıyor. Maçta şanssız bir futbolcu yanılgısı var. Bir Avrupa Ligi maçı. Bu stadyumda makul bir kısmın çıldırmışçasına yansısına nasıl bakıyorsunuz? Bütün sene tam dayanak olup, dönem sonu tenkide uğrasak, eleştirilmeliyiz de, gerçek Fenerbahçe taraftarını biliyorum ben. Daha kasım ayında, Avrupa’da argümanımız devam ediyor, bir futbolcu yanlışı oluyor, ‘Yönetim istifa’ bu güzel niyetli mi? Hazırlık maçı oynandı, hazırlık maçında bağırdılar kasım ayında. Ne oluyoruz, hazırlık maçında ne alaka? Seçimi kaybeden bir kitle, bugün esasen başarısızlığı istiyor ve bekliyor. Ben 5 yaşından beri Fenerbahçeliyim, gitmediğim maçı kalmadı. Futbolcu yuhalayan bir sistemi birinci kez görüyorum bu kadar. Alex’in de reaksiyon gördüğünü gördüm, bir gün için olabilir lakin kadronun, futbolcuların yuhalanması… Taraftar bugün 30 gol atmış futbolcuyu yuhalıyor.’

‘Az evvel biz daha ne yapsaydık dedim. Mourinho’yu getirdik ve onun istediği oyuncuların hepsini aldık. Bir defa daha söylüyorum, ne yapacağız. Bu kadroyu daha da güçlendireceğiz. Yıldız isimler getireceğiz. Bu kadroyu daha da üste taşıyacağız. Yapacağımız şey doğal ki olacak. Fenerbahçe’ye yakışan kadroyu kurduğumuzu düşünüyorum. Daha da düzgününü kuracağız. Liderimiz aslında anlattı. 3-4 oyuncu dedi. Görüşüyoruz da, şu anda açıklayamıyoruz. Kıymetli isimlerle temastayız.

Herhangi birisi ocak transferlerini değerlendirdiğinde bir eleştirisi oldu mu? Herkes başarılı bulmadı mı? Ocak ayında makus diyen kaç kişi çıktı? 80 yorumcunun 80’sini de tahminen 75-78 çıkar. Fenerbahçe’nin takımının çok uygun olduğunu, takımın harikaya yakın olduğunu kabul etti. Ben şunu anladım, yorumculuk dünyanın en hoş şeyi. Sistem şu, grup çok uygun gidiyor, öveceksin, öbür kadrolara da laf sokacaksın. Grup berbat giderse tekrar kazanıyorsun, tekrar eleştirecek birileri var. Ocak ayında bir şey söylemedin de mayıs ayında hangi yüzle tenkit yapıyorsun. O gün demiyorsan, bugün saçma sapan sözlerle bizi eleştiriyorsan namussuz olan biz değiliz. Sonuç gelmeyebilir esasen fakat o gün ben toplumsal medyada da görmüyordum. Ocak ayında takım için hemfikir değil miydik, düzgün demedik mi? Bu idare berbat bir takım kurdu derlerse ben okeyim fakat bugün bu idare hatalı diyorlarsa ben vicdanlarına bırakıyorum.’